Çözüm Gazeteciliğinin Ne Tür Bir Etkisi Olabilir?
Çözüm odaklı hikâyeler, neyin işe yaradığına odaklanarak, karar mercileri, uygulayıcılar ve topluluğun benzer üyeleri arasında sorunlara, yeni bir düşüncenin filizlenmesine sebep olacak şekilde, yeni bir çerçeveden bakmamızı sağlayabilir. İşte birkaç örnek:
Topluluğun dikkatine daha etkili stratejiler sunun
Rhiannon Meyers, Corpus Christi Caller-Times’da bir yıl boyunca “Diyabetin Bedeli” isimli bir yazı dizisi yayınladı. Corpus Christi’nin çıktığı ilçe Amerika’daki en yüksek ampütasyon oranına sahip olsa da, hastalık uzun zamandır yok sayılmış ve saklanmıştı. Dizi, Amerika’nın diğer bölgelerinde diyabet hastalığı ile daha başarılı bir şekilde baş etmiş topluluklardan üç çözüm odaklı hikâye içeriyordu. Meyers, “Çözüm hikâyeleri... muhtemelen en fazla geri bildirimi aldıklarım oldu ve sanırım en çok tartışılan da onlardı zira bu topluluktaki hizmet sağlayanların tüylerini bir bakıma diken diken etmişlerdi.... [Onlar] dizideki muhtemelen en doyurucu hikâyelerdi. Burada neyi farklı yapabileceğimize ve şu an ne yapmadığımıza dair en çok tartışmaya yol açan hikâyelerdi onlar.”
Eylemsizlik bahanelerinin meşruluğunu ortadan kaldırın.
Bir şeyin bir yerde işe yaradığını göstererek başka yerdeki başarısızlık bahanelerini ortadan kaldırabiliriz. Milenyumun şafağında, HIV/AIDS ilaçları öyle pahalıydı ki virüs gelişmekte olan dünyada neredeyse ölüm cezası sayılıyordu. Tina Rosenberg, 2001’de The New York Times Magazine için kaleme aldığı yazıda bu sorunu, başka bir bakış açısıyla araştırıyordu. Brezilya’nın HIV/AIDS ilaçlarının fiyatını gözle görülür şekilde nasıl düşürdüğünü ve karmaşık tedavi sürecini nasıl yönettiğini tartışıyordu. Ayrıca Amerikan hükümetindeki yetkililerin ve ilaç şirketlerinin davranışlarını araştırmacı bir gözle açık ediyordu. Rosenberg’in çalışması birçok karar merciinin yüksek ilaç fiyatlarını o zamanlar mazur gösteren varsayımları sorgulamasına neden oldu ve AIDS, Tüberküloz ve Sıtma ile Küresel Mücadele Fonu’nun kurulmasına katkıda bulunan etkenlerden biri olarak anıldı.
Bir organizasyonu, etkisini dönüştürecek güçte bir fikre maruz bırakın.
100.000 Ev kampanyası, ülkede kronik olarak evsiz yaşayan insanların ev sahibi olma sayısını dramatik anlamda yükseltmeye çalışıyordu. İkinci senesinde, kampanyanın hedefini tutturacak hızla yol almadığı anlaşıldı. Sonra kampanya liderleri, Hızlı Sonuçlar üzerine bir köşe olan “Fixes”da bir topluluğu harekete geçme ve kendini 100 gün içinde cesur hedefler gerçekleştirme konusunda kamçılayacak bir strateji okudular. Kampanya, Hızlı Sonuçlar ile temasa geçti ve temel stratejisini kendine adapte ederek, ülkenin her yerindeki topluluklarda uygulamaya koydu. Temmuz 2014’te kampanya 100.000 kronik evsizi ev sahibi yapma hedefini gerçekleştirdiğini duyurdu. Organizatörler başarılarının Hızlı Sonuçlar’la çalışmalarıyla doğrudan ilgili olduğunu söylüyor.
Bir topluluğun gündemini ve resmî politikasını değiştirin.
Milwaukee Journal-Sentinel muhabirlerinden Meg Kissinger kariyerinin büyük bir bölümünde akıl sağlığı üzerine haberler yaptı. Fakat en çok etki yaratan çalışması, hastaların istismar ve ihmal yüzünden ölmeye devam ettiklerini belgeleyen ve ayrıca sistemde reform yaratacak metotlar öneren 2013 tarihli “Kronik Kriz” dizisi oldu. Dizinin yayınlanmasından hemen sonra, Milwaukee akıl sağlığı politikası üzerindeki politik kontrolleri feshetti ve üyeleri akıl sağlığı uzmanlarından oluşan ve siyasetin dışında kalan Milwaukee Akıl Sağlığı Kurulu’nu kurdu. Buna ek olarak şehrin akıl sağlığı tedavisi için kullanılan bütçesinde artışa gidildi. “Kronik Kriz” Kissinger’ın dizinin etkisinde kilit görevi gördüğünü söylediği üç çözüm odaklı hikâye içeriyordu. “Sorunlar hakkında konuşabilirsiniz, Milwaukee Sağlık Sistemi’nde de pek çok sorun var zaten, fakat okurlar için asıl değerli olan başka bir topluluğun bir şeylerle nasıl baş ettiği ve nasıl bir değişim yarattığını görmektir,” dedi.
Mevcut durumu yeniden hayal edin.
Michael Lewis paranın beyzboldaki yozlaştırıcı etkisini ele almak için para sıkıntısı çeken ve sürekli maç kaybeden bir takıma odaklanmaya karar verseydi ne olurdu? Bunu kimse okur muydu ya da haberden bir şey öğrenir miydi? Bunun yerine çözüm odaklı yaklaşımı seçti ve Moneyball isimli kitabı ile bu sporu sonsuza kadar değiştirdi.